Ahi Şerafettin Türbesi

Ankara sınırları içindeki Aslanhane Mahallesi’nde yer alan Ahi Şerafettin Türbesi, adını hemen karşı bölümünde yer alan camiden alır. Yazılı kaynaklardan aktarılan bilgilere göre türbe 1350 tarihinde inşa edilir. Türbenin güney bölümünde bugüne ulaşan bir kitabe bulunur. Arapça olarak yazılan bu kitabede de türbenin inşa tarihi yazılıdır. Ahi Şerafettin Türbesi’nde kesme taş ve tuğla yapılar kullanılır. Kubbe bölümünün üst tarafı ahşap bir çatıyla örülüdür. Cumhuriyetten sonra burası aslına uygun şekilde tamir edilir. Bu onarımı mimar olan Umut İnci üstlenir. Öz Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün kontrolünde bu restorasyon neticelenir. Ahi Şerafettin’e ait sandukada sanatsal açıdan dikkat çeken detaylar göze çarpar. Daha sonraki yıllarda bu özel oymalı sanduka, merkezde yer alan Etnografya Müzesi’ne kaldırılır. Ahi Şerafettin Türbesi’ne geldiğiniz zaman toplamda yedi kabirle karşılaşırsınız. Bunlar arasında elbette en çok ilgi gören, türbeye adını veren Ahi Şerafettin’in kabridir. Kendisinin dışında aynı zamanda burada oğlu Ahi Şerafettin Mehmed ve kızı Devlet Hatun gibi isimler de yer alır. Kalan sandukalarda Ahi Şerafettin’in soyundan gelenler için ayrılır. Ahi Şerafettin Türbesi, yapı itibarıyla sekizgen bir plana sahiptir. Türbenin altta kalan bölümü karedir. Sivri bir külah, yapının üstünü örter. Türbede geçişler köşe üçgenleri dışında nişlerle sağlanır. Bu geçişlerdeki işçilik hayranlık uyandırır. Sandukaların bazılarında alçı kabartama süsleri bulunur. Ayrıca iki adet sandukada mavi renkli çini kaplamalara yer verilir. Devlet ve Ayşe Hatun’a ait sandukalarda mermer malzeme tercih edilir. Ahi Şerafettin Türbesi’nde çeşitli devşirme taşlara yer verilir. Günümüzde Ahi Şerafettin’e ait olan sandukanın yalnızca eteği bulunur. Bu sandukanın ceviz ağacından yapılması, ona özel bir estetik katar.