Hıdivyal Palas

Hıdivyal Palas 1941 senesinde inşa edilir. Zaman içerisinde yetimhane ve otel olarak kullanılır. Bugün Hıdivyal Palas aradan geçen zamana rağmen ayakta kalmayı İstanbul yapıları arasında gösterilir. Günümüzde bir Ermeni vakfı burayı idare eder. Binanın pek çok katı çeşitli amaçlarla kullanılan ofislerden oluşur. Hıdivyal Palas yaklaşık 180 yıllık yolculuğunda pek çok özel hikayeye ev sahipliği yapar. Dönemin en çarpıcı yapılarından biri olarak öne çıkan Hıdivyal Palas toplamda yedi katlıdır.

Bir iş hanı olarak kullanılan yapının içerisinde ilginç restoranlar ve sanat galerileri bulunur. Bilhassa üst katlarda oldukça hoş bir İstanbul panoraması ile karşılaşmak olasıdır. Hıdivyal Palas konum olarak Kumbaracı Yokuşu ile Rue De Pera’nın birleştiği köşede bulunur. Burada işletilen ilk otelin adı D’Angleterre şeklindedir. Bu aynı zamanda İstanbul’un tarihi açıdan en özel ilçelerinden biri olan Beyoğlu’nun da bilinen ilk otelleri arasındadır.

Tarihi yapının İstiklal Caddesi üzerinde bulunması ulaşılabilirlik açısından önemli bir avantaj sunar. İlk olarak açılan otel son derece Avrupai bir görünüme sahiptir. Diğer yandan çok büyük bir şöhrete sahip olan Löbon Pastanesi 1940 ve 1960 seneleri arasında burada faaliyet gösterir. Bu özel binanın iş hanına dönüşmesi 1950’li yılların başına denk gelir. İstanbul Boğazı’nın Rumeli yakasına bakması binayı özel kılan bir diğer neden olarak öne çıkar. Tarihi otelin açıldığı dönemde, otele ait ilanlar yabancı gazetelerde kendine yer bulur.

Hotel D’Angleterre 1841’den 1897 senesine dek aralıksız bir şekilde faaliyet gösterir. Otelin hizmetini durdurması ile beraber bina önemini büyük ölçüde yitirir. O dönem otelin işlevini yitirmesinden dolayı binanın yıkılması gündeme gelir. Tapu kayıtları incelendiğinde bu efsane otelin mülki haklarının Ermeni Kirkor Karagözyan’a ait olduğu görülür.