İstanbul Surları - Yedikule Kapısı

Zamanında Bizans İmparatorluğu’nun başkenti olan İstanbul, o dönemlerde yaklaşık 20 kilometreyi bulan surlarla çevriliydi. Bu savunma hattı, şehri 413 ile 1453 yılları arasındaki sayısız fetih girişiminden korur. Şehrin tarihi yarımadasına yayılan söz konusu Bizans kalıntıları kara, deniz ve Haliç olmak üzere üç bölümde incelenir; hattın yaklaşık 6,5 kilometresi kara surları şeklindedir. Diğer surlar ise Haliç ve Marmara Denizi kıyıları boyunca uzanarak şehrin denizden yapılacak saldırılara karşı savunmasını esas alan yapıdadır. Karadaki surlar, İstanbul’un birçok noktasında kısmen ya da önemli düzeyde bugün hala ayaktadır ve çoğu Bizans döneminde yapılmış kapıları ile dikkat çeker. Ticaret, askeri ya da rutin nedenlerle kara surlarının iç kesimi ve dışarısı arasındaki geçişler surlara açılan kapılar vasıtasıyla sağlanırdı. İstanbul’un 1453’te Osmanlı İmparatorluğu tarafından fethedilmesinden önce surlarda 45 adet kapı bulunduğu bilinir. Fetih sonrası çoğu kapatılan kapılardan günümüzde 11 adedi açık ve ziyaret edilebilir durumdadır. Bu kapılardan biri de Yedikule Kapısı’dır. Haliç’ten Marmara Denizi’ne uzanan İstanbul kara surlarının iki ucundan biri Mermer Kule ile başlar. Mermer Kule’den sonra Altınkapı ve yaklaşık 100 metre ilerisinde de Yedikule Kapısı vardır ve surlar boyunca karşılaşabileceğiniz en ilginç destinasyonlardan biridir. Fatih ilçe sınırlarındaki tarihi kapının üzerinde Osmanlıca bir kitabe bulunur ancak aynı zamanda bir Bizans kabartması da mevcuttur. Aslında genel itibarıyla Yedikule surları yarı Bizans, yarı Türk’tür. Adını ardındaki yedi adet kuleden alır ve bunlardan üçü Fatih Sultan Mehmet, dördü Bizans döneminde yapılmıştır. Yedikule Zindanları olarak bilinen ünlü yer de buradadır. Osmanlı zamanında elçiler buraya hapsedilirdi. Duvarlarında farklı dillerde kazılmış isimlerin izleri ve çeşitli tarihler de gayet net bir şekilde görülebilir.