Feshane

İstanbul’un efsane yerlerinden biri olan Feshane, II. Mahmut’un çabalarıyla 1826 senesinde kurulur. İlk dönemlerde tamamen yeniçeri ordusunun üniforma ihtiyaçlarını karşılama amacı taşır. Bugünse fuar ve kültür merkezi olarak işlev görür. Konum olarak Haliç’in kıyısında yer alan tarihi Feshane, özellikle de Ramazan ayında gündeme gelir.

Osmanlı Devleti 1800’lü yılların ortalarında üniformalarda değişime gider. Bu üniformaların karşılanması adına Feshane Dokuma Fabrikası’nın kurulma fikri ortaya atılır. 1893 senesinde üretilen kumaşlar ve fesler ile ABD’de uluslararası bir fuara dahil olmayı başarırlar. Hatta o dönem bu özel fuardan bir de ödül alıp gelirler. Osmanlı ordusu daha sonraki yıllarda üniformalarını Avusturya’dan almaya başlar. Burası ise fes üretimine yoğunlaşır. Neticede mekanın adı Feshane-i Amire olarak değişir. 1992 senesine gelindiğinde belediye ve bazı özel işletmelerin girişimleri ile bu bina bir müzeye dönüştürülür. Haliç’teki suların yükselmeye başlaması binayı tehdit etmeye başlar. Bina bu nedenle artık kullanılamaz hale gelir.

1998 senesinde tarihi bina yeniden restore edilir. Bu sayede Feshane binası yok olmaktan kesin olarak kurtarılır. Eyüp sınırları içinde bulunan Feshane, şehrin en renkli etkinliklerine ev sahipliği yapar. Ciddi düzeyde oluşturulan uluslararası organizasyonlar dışında halk için özel olarak organize edilen ücretsiz etkinlikler de burayı şenlendirir. Feshane denildiği zaman bugün ilk etapta akla Ramazan eğlenceleri gelir. İftardan önce ve sonra bölge aktif olarak değerlendirilir. Yıllardır süren bu Ramazan geleneğinde çocuk eğlence parkları, ailelerin ilgi gösterdiği bölümlerin başındadır. Bunun dışında konserler, özel gösteriler, etkinlikler, ikramlar, yemekler hep bu alanda organize edilir. Feshane Türkiye’nin gerçek manada ilk tekstil sanayi girişimi olarak da kabul görür.